Instagram
Follow us

© Dormen Akademi – 2023

Sahnede 70 Yıl

Art Column:
Türk tiyatrosunun duayen ismi Haldun Dormen, 70. sanat yılını Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda (CRR), çocukluk hayallerinden sahnede geçen yıllarına uzanan tarihi bir geceyle kutladı! Tiyatro, sinema ve televizyon dünyasında unutulmaz izler bırakan usta sanatçının 70 yıllık yolculuğunda birlikte çalıştığı, sahneyi paylaştığı ve yetiştirdiği birçok ünlü ismin sahne aldığı gece, davetlilere gösteriler, müzikaller, video kolajları ve sürpriz performanslarla dolu kıymetli anlar yaşattı. Alkışların kahkahalara ve gözyaşlarına karıştığı gece, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı’na (İBB Kültür), CRR ve Vehbi Koç Vakfı’nın destekleriyle gerçekleşti.

10 Aralık 2024 Salı akşamı CRR’de gerçekleşen anlamlı geceye katılanlar, Haldun Dormen’in 70 yıldır aynı tutkuyla sürdürdüğü sanat hayatına tanıklık etme şansını buldular. Sanatçının oğlu Ömer Dormen ve torunu Alya Dormen’in yanı sıra Göksel Kortay, İzzet Günay, Oya Başak, Erol Evgin, Suna Keskin, Mustafa Alabora, Banu Zeytinoğlu, Halit Ergenç, Ayça Varlıer, Ayça Bingöl, Gürkan Uygun, Neslihan Yeldan, Mert Turak, Atılgan Gümüş, Yosi Mizrahi, Leyla Üner, Alper Düzen, Fırat Tanış, Güneş Berberoğlu, Serpil Günseli, Nebi Birgi, Buket Bengisu ve Dormen Akademi’nin öğrencileri hem paylaştıkları anekdotlar hem de performanslarıyla geceye renk kattılar.

Rahmi Koç, Müjdat Gezen, Ayşe Arman, Gülben Ergen, Halil Ergün, Meltem Cumbul, Azra Akın, İbrahim Kutluay-Edvina Sponza, Alper Kul, Mehmet Turgut, Çiğdem Erken, Ayşe Kökçü-Gökhan Mete, Salih Güney, Tilbe Saran, Işıl Kasapoğlu, Betül Arım, Barış Dinçel, İBB Kültür Dairesi Başkanı T. Volkan Aslan, Şencan Güleryüz, Nedim Saban, Zeynep Oral, Dilek Türker, İlksen-Ahmet Utlu, Özlem Öçalmaz, Asuman- Sani Şener, Seden Koçer gibi çok sayıda tanınmış isim de bu özel gecede usta sanatçıyı yalnız bırakmadılar.

Cumhuriyet Gazetesi-Zeynep Oral:
Nereden başlasam, nasıl anlatsam bilemiyorum. Tiyatromuzun duayenlerinden, ustalarından, Haldun Dormen’in 70. sanat yılı önceki akşam, ağzına dek dolu Cemal Reşit Rey Salonu’nda muhteşem bir programla kutlandı. “Muhteşem” sözcüğü hafif kalır. Olağanüstüydü. Nitelikliydi. Dikkatle, özenle, çok büyük bir emekle hazırlanmıştı. İnceliklerle, duyarlılıkla, empatiyle, aşkla, sevgiyle, dostluklarla, tutkuyla, mizah duygusuyla, düşünceyle oya gibi işlenmişti. Müzikle, tiyatroyla, dansla, sinemayla, anılarla, diyaloglarla oluşturulmuştu. Özetle tiyatromuzun sadece Haldun Dormenli 70 yılına tanıklık etmekle kalmadık, aynı zamanda dünden yarınlara uzanan bir yolculuğa çıktık.

SAHNEDE 70 YIL

Daha küçücükken, çocuk yaşta izlediği filmlerle, müzikallerle (40’lı, 50’li yılların Fred Astaire Ginger Rogers, Rita Hayworth’larıyla) beslenen Haldun Dormen’in baştan beri ne yapmak istediğini çok iyi bilmesiyle başlayan bir yolculuk.

Azimle, tutkuyla, Yale Üniversitesi’nde eğitimle, izleyerek, öğrenerek dinmeyen bir enerjiyle süren…
Yurda dönünce aile desteği ama ondan da önemlisi isimsiz gençlere duyduğu inançla, “Yaparsın/yapabiliriz” inadıyla ilerleyen risk almalar…

Tiyatroyu farklı kılma, hep daha iyisini, daha güzelini, daha hızlısını gerçekleştirme tutkusu…

Ekibine, dostlarına, oyuncularına, tiyatrosundaki büyük küçük herkese duyduğu güven ve onlardan bir “aile” yaratması…

Sahnelediği oyunlarla başarıdan başarıya koştuğu zaman da “oyun tutmadığı” ve “Demek ki yapamadık” dediği zaman da asla geriye değil de hep ileriye bakması…

Özellikle Batılı anlamda yerli ve yabancı müzikallere kapı açması, bulvar oyunlarına ve farslara adeta sınıf atlatması, bunlara sonsuz bir dinamizm, enerji, hız ve olağanüstü bir ritim kazandırması… Bu alanda öncülük etmesi…

Sayılamayacak kadar çok öğrenci yetiştirmesi. Gelmiş geçmiş pek çok insana dokunmuş olması…

Bu bölümde her paragrafta ne özetlemeye çalıştıysam, hepsinin izdüşümü, önceki akşam CRR Salonu’nun sahnesinde yer aldı.

MİNNET GECESİ

Dahası fuayede Uğur Ugan’ın uzun söyleşisinden oluşan “Haldun Dormen Ben Buyum İşte” adlı kitabı davetlilere armağan edilmişti.

Sahne, adeta bir müzikal ya da bir kabare biçiminde düzenlenmişti. (Dekor: Barış Dinçel.) Serpil Günseli, piyanosunun başında tek başına sanki bir orkestra görevi üstlenmişti. Gecenin sunuculuğunu bu 70 yıllık yolculukta Haldun Dormen’e eşlik etmiş olanlar ve Dormen Akademi’nin öğrencileri üstlenmişti. Üç saate yayılan programın mimarları Kerem Atabeyoğlu ve Ali Altuğ’du.

Sahnedeki perdede hem tanıklıkları dinledik hem de Selçuk Metin’in yaptığı “Evde Fars” adlı Dormen ve ekibinin sahne dışındaki hallerini harika bir biçimde özetleyen çok özel mizahi bir filmi izledik.

Göksel Kortay, Suna Keskin, İzzet Günay, Oya Başak, Mustafa Alabora, Banu Zeytinoğlu’nun anıları ve ilginç anekdotları… Ayça Varlıer, Buket Bengisu, Halit Ergenç, Atılgan Gümüş söyledikleri şarkılarla, Nebi Birgi ve Dormen Akademi’nin öğrencileri bizlere unutulmaz anlar yaşattılar.

Torun Alya’nın dansı, Oğul Ömer Dormen’in konuşması geceyi finale hazırladı.

O SÖZCÜKLER Kİ

Gecenin sonunda Haldun Dormen’in sahneye çıkmasını beklerken gece boyunca ona ilişkin en çok kullanılan sözcükleri düşünüyordum:
Gençlik… Asalet. Terbiye. Duygu. Efendi. İyilik. Nezaket. İncelik. İstanbul efendisi. Dürüstlük. Şakacı huy. Dinmeyen enerji. Dinamizm. Hız. Acelecilik. Mizah tutkusu. Dost. Aile. Öğretmen. Hoca. Fenomen. Doğruluk. Örnek. Sadakat. Ekip.

Ama yanılmıyorsam, Haldun Dormen’in hayata bakış felsefesini şu tümceyle özetleyen Mustafa Alabora oldu:

“Ona göre, dün geçmiştir. Bugün harika yaşanması gereken gündür. Yarın umuttur.”